YÜKSEK ÖĞRETİM, İKTİDAR VE SERMAYENİN ELİNDE BİR ARAÇ HALİNE GELMİŞTİR
YÜKSEK ÖĞRETİM, İKTİDAR VE SERMAYENİN ELİNDE
BİR ARAÇ HALİNE GELMİŞTİR
İktidarın gölgesindeki Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 15 Ağustos 2022 tarihinde açıkladığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2022 tercih sonuçları ile bir kez daha göstermiştir ki, iktidarın uyguladığı her ile bir üniversite modeli iktidarın ve sermayenin çıkarları doğrultusunda oluşturulmuş, Türkiye’nin geleceğini baltalayan, gençlerin ülkelerinden uzaklaşmasına yol açan, bilimden uzak, çarpık bir uygulamadır. Gerekli planlama yapılmadan, alanlarında uzman kişilerden görüş alınmadan, istihdam gereksinimleri ve politikaları göz önünde bulundurulmadan oluşturulan ve uygulanan bu model ucube bir sistem haline dönüşmüştür. Türkiye’ de yükseköğretim sisteminin içini boşaltan bu uygulamalar, ülke gençliğinin geleceğini çalmaktadır. Diğer tüm meslek kollarında olduğu gibi, Maden Mühendisliği eğitimi ve Maden Mühendisliği öğrencileri de bu modelden nasibini almaktadır.
Türkiye’de, AKP iktidara geldiğinde 76 olan üniversite sayısı, 2022 verilerine göre 205 tir. İktidar 20 yıllık pratiğinde bir yandan köklü geleneklere sahip üniversiteleri parçalayarak, bir yandan da yeni üniversiteler açarak ülkede akademi enflasyonuna neden olmuştur. Odamızın da aralarında olduğu birçok sivil toplum örgütünün raporlarına ve uyarılarına karşın meslek alanlarına, üniversitelerin bulundukları kentin, bölgenin ve ülkenin ihtiyaçlarına göre planlanma yapmak yerine; küçük kentlerde kent ekonomisini canlandırmaya, akademik kadrolaşmaya ve yapılan üniversite inşaatlarından rant elde edilmesine odaklanan iktidar mevcut durumun mimarı olmuştur. Her ile bir üniversite propagandasıyla açtıkları üniversiteler de bir etüt merkezi seviyesinden öteye geçememiştir. Günümüzde yeterli ve yetkin akademik kadrodan uzak, gerekli tesis ve imkânları olmayan bu üniversiteler halk arasında apartman üniversitesi olarak anılır olmuşlardır. Akademik ve fiziki olarak yeterli olmayan bu üniversitelerde eğitim gören/ görecek olan öğrencilerin başarılı ve alanlarında yetkin birer birey haline gelmelerini beklemek adeta hayal kurmaktır.
YKS Ek yerleştirmeleri henüz sonlanmadığından resmi yerleştirme verilerine sahip değiliz. Ancak açık kaynaklardan edinilen bilgilere göre Maden Mühendisliği bölümlerindeki veriler yukarıda çizilen tabloyu doğrular niteliktedir.
Veriler göstermektedir ki;
- Ankara, İstanbul ve İzmir’deki üniversitelerde açılan toplam 270 kontenjan %94 oranında dolarken, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi kontenjanı %93 oranında (28/30) dolmuştur.
- Diğer tüm kentlerde yer alan toplam 155 kişilik kontenjanın tercih edilme oranı %21 seviyesine kalmıştır.
- Bulundukları bölgenin yeraltı kaynakları potansiyellerinin değerlendirilmesi bakımından öneme sahip kimi Maden Mühendisliği bölümleri ya kapatılarak akademik kadroları dağıtılmış ya da lisans düzeyinde öğrenci almamışlardır.
Türkiye ekonomisine ciddi katkıları bulunan ve yeraltı kaynaklarının aranması, işletilmesi, zenginleştirilmesi, insanlığın hizmetine sunulması ve bu sahaların rehabilitasyonu gibi birçok kritik pozisyonda görev alan maden mühendislerinin aldıkları eğitimin de bu öneme yakışır olması gerekmektedir. Bu çerçevede Maden mühendisliği eğitiminde, bilimin ve bilimsel bilginin esas alındığı bir tarz benimsenmeli; fiziksel şartlar bakımından da barınma, beslenme, ulaşım, laboratuvar ve kütüphane gibi ihtiyaçların desteklenmiş olması gerekmektedir. Maden mühendisliği mesleği temel bir mühendislik disiplini olup, bu bölümlere giren öğrencilerin fizik, matematik, geometri ve kimya gibi sayısal alanlarda iyi bir donanıma sahip olmaları bir gerekliliktir. Nitekim öğrenciler, her sene sistemi değiştirilen yükseköğretime geçiş sınavlarından aldıkları sözel sorulardan gelen başarı puanları ile maden mühendisliği lisans programlarına girebilmektedirler. Hali hazırda her ile bir üniversite modeliyle açılan, yeterlilikten uzak olan üniversitelerde gerekli eğitimi alamayan mühendis adayları, sözel alanlardaki başarılarıyla bir mühendislik bölümüne yerleşebilmektedirler. Bu durumun madencilikten sanayiye, sanayiden tarıma, tarımdan teknolojiye yetersiz teknik elemanların yetişmesi sonucunu doğuracağı açıktır.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve Odamızın gençlik örgütü Genç Madenciler olarak iş kolumuzun paydaşları ile ortaklaşa çok sayıda çalışma gerçekleştirmiş, imza kampanyaları düzenlemiş, sempozyumlar ve çalıştaylar düzenlemiş, çok sayıda rapor hazırlanarak mesleğimizin geleceği açısından alınması gereken önlemler her fırsatta konunun muhataplarına yazılı ve sözlü olarak iletilmiştir. Yaptığımız araştırmalar ve analizler sonucunda üniversitelerin mevcut maden mühendisi kontenjanlarının Türkiye için fazla olduğuna, daha az bir kontenjan ile daha iyi eğitim almış mühendisler yetiştirmemiz gerektiğini dile getirdik. Yaptığımız uyarılara kulak asmayan, sektörün ve öğrencilerin ihtiyacını gözetmeyen yetkili kurum ve kuruluşlara buradan tekrar çağrı yapmak istiyoruz.
- Maden mühendisliği eğitimi, mutlak suretle maden mühendisliğinin temel alanlarında yetkinleşmiş bir akademik kadro mevcudiyetiyle ve uygun teknik altyapıyla yapılmalıdır.
- Maden mühendisliği bölümlerinin kontenjanları, ülkenin, bulundukları bölgenin ve kentin yeraltı kaynakları bakımından potansiyeli ve maden mühendisi ihtiyacı dikkate alınarak belirlenmeli; üniversitelerin akademik kadrosu ve altyapı eksiklikleri giderilerek tekrar tanzim edilmelidir.
- Ülkenin gereksinim duyduğu nitelik ve nicelikte maden mühendisi yetiştirilmelidir.
- Mühendislik öğrencilerinin staj programları kanunlarla güvence altına alınmalıdır. Nitelikli eğitim için staj olanaklarına devlet desteği sağlanmalı, özel sektörde faaliyet gösteren şirketlere, iş hacimleri oranında stajyer alma zorunluluğu getirilmelidir. Stajyer mühendislik öğrencilerine stajda geçirdikleri süre için ücret ödenmeli; barınma ve yaşamsal ihtiyaçları karşılanmalıdır.
- Her geçen gün gelişen teknolojik ve bilişsel uygulamalar, maden mühendisliği eğitimine entegre edilmelidir.
- Öğrenci alamayan/tercih edilmeyen bölümler, YÖK`e bağlı Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Enstitüsü veya TÜBİTAK MAM gibi Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi ya da Doğal Kaynaklar Araştırma ve Uygulama Merkezi adı altında merkezlere dönüştürülmelidir.
- Maden mühendislerinin gelişen teknolojilere ve değişen koşullara uyumunu sağlamak üzere meslek içi eğitim çalışmaları yaygınlaştırılmalı ve tüm üniversitelerdeki maden mühendisliği bölümleri ile birlikte hazırlanan programlarla daha fazla meslektaşa ulaşılmalıdır. Bölümler meslek içi eğitim konusunda Oda’mız ile iş birliği halinde olmalıdır.
GENÇ MADENCİ