IV. ÖĞRENCİ KURULTAYI KİTABI
Kapitalizmin son 30-40 yıllık donemine, yasamın her alanı uzerinde sermaye tahakkumunu daha da derinlestiren bir yeniden yapılanma sureci damgasını vurmustur. Eğitimden sağlığa, sosyal guvenlikten, calısma kosullarına uzanan bircok alanda; sermaye, emekçiler aleyhine onemli mevziler elde etmistir. Universiteler de, bu yonelimin etkisini en fazla hissettirdiği alanların basında gelmektedir. Universitelerde yasanan metamorfizmanın temel yapısı; eğitimin ticarilesmesi, bilim insanlarının guvencesiz ve performansa dayalı istihdamı, universitede yurutulen eğitim ve arastırma faaliyetlerinin –doğrudan doğruya– piyasanın taleplerine uyum sağlayacak hale getirilmesi ve butun bunların kacınılmaz sonucu olarak da, universitenin bizzat kendisinin bir tur "?!?! Universite AS”ye donusumu gibi esas unsurlardan olusmaktadır. Bu yeni durum, kimi yorumcularca, “akademik kapitalizm”e gecis diye adlandırılmaktadır. Yani universiteler; hocası, oğrencisi, iscisi, patronu, uretilen metası ve rekabetci pazar kosulları ile birlikte kapsamlı birer kapitalist donusum alanı haline gelmistir. Turkiye universitelerinde de yasanan benzer donusum surecleri, “2008 Gumuldur Forumu”nda bir araya gelen bilim insanlarınca soyle ozetleniyordu: Universiteler; vakıfları, sirketleri, taseronları, teknoparkları, doner sermaye uygulamaları, alısveris merkezleri ile birer ticarethaneye donusmus; diploma ve unvan dağıtarak, isgucu piyasasını besleyen bir kuruma indirgenmistir. Universitelerin kar ve verimlilik olcutlerine gore is gormeye baslamasına yol acan bu donusumler; universite yonetimlerinde is dunyası pratiklerinin benimsenmesine ve is cevrelerinin de universite uzerindeki nufuzunun artmasına neden olmustur. Boylece, universitelere –elestirel akıl yerine– faydacı akıl egemen olmustur. Bu cercevede; akademik uretim sureci meta uretimine donusmekte ve metalastırılamayan arastırma faaliyetleri onemli zorluklarla yuz yuze kalmaktadır. Ekonomik faydası olmayan, piyasa icin onemsiz bulunan bilim dalları geri plana itilmis ve teknobilim egemen hale gelmistir. Burada dile getirilen gelismelerin; henuz butun universitelere ve universitelerdeki her bilim dalına, aynı bicimde ve yoğunlukta nufuz etmediği soylenebilir. Ancak –pratik nedenlerle– simdilik rafa kaldırılmış gibi gorunen, ama en kısa zamanda, aynı icerikle tekrar gundeme gelmesi beklenen, yeni YOK Yasa Tasarısı’nın ongorduğu duzenlemelerle, universitedeki piyasacı donuşumun tamamlanması hedeflenmektedir. Yukarıda ozetlenen surecte, oğrenci uyelerimizin sorunlarının ulkemizin sorunlarından bağımsız olamayacağı gerceğinden hareketle yola cıkan Odamız; oğrenci uye orgutluluğunu guclendirmeyi, acil bir gorev olarak kabul etmistir. Bu doğrultuda, Maden Muhendisliği Bolumu bulunan tum universitelerde oğrenci uyelik calısmaları baslatılmıs ve universite isyeri temsilcilikleri kurularak orgutlenmenin ayakları olusturulmustur. Odamızın, ‘Genclik geleceğimizdir!...’ siarıyla, birincisini 2007’de düzenlediği oğrenci kurultaylarının dorduncusunu idrak etmenin gururunu yasıyoruz…
• Oğrenci uyelerimizin kendi orgutluluğu ve inisiyatifinde; eğitim, universite ve yasama dair sorunların ve cozum onerilerinin, kendilerince tartısılması;
• Oğrenci komisyonlarıyla baslayıp oğrenci uyelikle ilerleyen Oda-Oğrenci iliskisinin ve orgutluluğunun gelistirilmesi;
• Soz, yetki, karar sureclerinde oğrencilerin de olduğu ozerk ve demokratik bir universite hedefi doğrultusunda birlikte mucadele edilmesi;
gibi amaclarla duzenlediğimiz kurultayların delegesi olan yuzlerce oğrenci uyemiz; hem kendisinin, hem de ulkenin sorunlarını tartısma ve cozum onerme olanağı bulmustur. Zira yasanan sorunlar; yalnız oğrencilik donemini değil, butun hayatı etkilemekte ve dolayısıyla son derece ciddi bir sorumluluk duyarak mucadele etmeyi gerektirmektedir. Bu buyuk sorunlarımızın hicbirisi; bolumlerin, eğitim sisteminin, maden isletme biciminin, oğrenci ve madencilerin yararına –yani insanlarımız ve emek yararına– yeniden duzenlenmesi gerektiğinin bilinci icinde olmadan cozulemez. Ayrıca, aynı sorunlara bireysel cabalarla cozum aramak da bir anlam tasımaz. Dolayısıyla, yaratmaya calıstığımız butunluklu ve dayanısmacı yapının işlevselliğini kavrayarak, anılan sorunlara karsı orgutlu mucadele vermek ve bu orgutluluğun hayati organlarını bir an once olusturarak ise baslamak gerekmektedir...
Oda yonetimi olarak, oğrenci uyelerimizin sorunlarının cozumune yine oğrenciler ile birlikte cozum aramak birinci onceliğimizdir. Madencilerin geleneksel ve evrensel birlik-dayanısma kulturu ve genc meslektaşlarımızın sorumluluk anlayısı ile birlikte uretme hevesleri de bizleri ayrıca umutlandırmaktadır. Bu umut ve bilincle ongorduklerimiz asağıda sıralandığı gibidir:
– GencMadenci; mesleki dayanısmayı sınıf dayanısmasıyla da butunlestiren demokrat, ilerici ve yurtsever kimliğini koruyacaktır.
– GencMadenci; emperyalizme, fasizme, ırkcılığa, gericiliğe, sovenizme, somuruye, ozellestirmelere, toplumsal siddete, cinsiyet ayrımcılığına, sosyal adaletsizliklere, savasa ve silahlanma yarısına karsı olacaktır.
– GencMadenci; emekten, bilimden, halkların kardesliğinden, sosyal ve ekonomik adaletten ve dayanısmadan yana olacaktır.
– GencMadenci; karanlığa karsı aydınlığı, savasa ve isgale karsı barısı, esitsizliğe karsı adaleti, linc kulturune karsı kardesliği, sermayeye karsı emeği, baskıya ve zora karsı ozgurluğu savunmaya; neoliberalizme, gericiliğe ve ırkcılığa karsı mucadele bayrağını yukseltmeye devam edecektir...
Genc madenciler Odamızın geleceğidir!...
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
